Kendi başına düşünmeye başladığın için memnunum
Öfke duyabilirsin. Ben senin kendine ve başkasına zarar vermene izin vermem
Hayır diyebilirsin ve sınırları ihtiyacın olduğu kadar zorlayıp test edebilirsin
Sen kendin için düşünmeyi öğrenebilirsin, ben de kendim için düşünebilirim
Aynı anda hem düşünebilir hem hissedebilirsin
İhtiyacının ne olduğunu bilebilir ve yardım isteyebilirsin
Benden ayrışımını yapabilirsin ve ben yine seni sevmeye devam ederim
2-3 yaş evresi: Özerkliğe karşı şüphe ve utanç evresi
Bu dönemin temel ihtiyacı özerklik yani bireyselleşmedir. Çocuk anneden ayrı bir varlık olduğunun ayırdına varır ve anneyi atmak ister. Bebek ergenliği dediğimiz 2-3 yaş krizi bu dönemin ürünüdür. Bebek kendi istediğine bile, sırf annesi istiyor diye hayır der. Anneye vermek istediği mesaj ‘ben senden ayrıyım’dır.
Maalesef bu döneme takılı kalan çok fazla yetişkin var.
Çocuklar asi, uyumlu ve doğal çocuk olarak büyürler. Zannettiğimizin aksine hem asi, hem de uyumlu çocuk, anne-babaya bağımlı çocuktur. Asi çocuk da bağımsızlaşmasını tamamlayamamıştır aslında. Maalesef her ikisi de sağlıklı değildir. Bu çocuklar ilerleyen yaşamlarında bireysel alanı oluşturmada sıkıntı yaşarlar.
Oysa kişinin kendi ile ilgili oluşturacağı değer duygusu, bireyselleşmekten geçer.
Bu yaş evresinde, özerklik gelişmezse, utanç ve şüphe gelişir.
Bu yaş döneminde görülen anneye kakalı bezi vermeme durumu da, anne ile çocuk arasındaki ilişkideki pürüzden kaynaklanır. Kaka çocuğun ilk ürünüdür ve onun için çok kıymetlidir. Aradaki ilişki düzenlenince, bu konu ile ilgili problemler çözülür.
Var oluşa dair sıkıntı, bu yaşlardan gelir. Kendi iktidarımı oluşturamadığım zaman, ileride ‘hata kabul etmez’ bir yapı ile ‘hiçbir yaptığını beğenmez’ yapı arasında, iki uçta salınırım. Bunun temeli bu dönemde atılır. Annenin koruyan ve güven veren tavrı olmadan özerkleşme olmaz.
ALTIN KURAL:
Ebeveynlikte suçluluk duygusu istenmez. Bazen farkında olmadan da hata yapabiliriz. Hatanın ardından gelecek şuçluluk duygusuna değil, pişmanlıkduygusuna ihtiyacımız var. Hepimiz insanız, çocuğumuzu kırabiliriz. Yapmam gereken, çok kısa sürede bu kırgınlığı ONARMAK. Hemen onarırsam, bu durum uzun süreli hafızaya geçmez ve çocuğun zihninde rahatsız edici bilgi olarak saklanmaz.
Hata yaptın > OK olabilir > Farkına var ve çok KISA sürede onar. Mümkünse yarım saati bile bulmasın.
Nesiller Arası Aktarım
Ebeveynlik tavrımızı 5 nesil önceden miras edindiğimizi önceki seminerlerden biliyoruz. Nesiller arası aktarım denen bu ajan, travmaları da nesilden nesile maharetmiş gibi aktarır.
Siz 2-3 yaşındayken anneniz, bireyselleşmenize izin vermediyse, muhtemelen siz de aynı yaşta çocuğunuza aynı davranışı kopyalayacaksınız. Bunun farkında olmak ve kişinin kendisi ile çalışması elzemdir. Zaten çocuklarla ilgili yaşanan zorluklar, aslında gelişim fırsatıdır. Çocuğunuz için değişmeye çalışırken, aslında kendinizi onarırsınız.
Çözülmemiş her mesele sağ beyinde depolanır. Bebekken 1 saat ağladım, annem gelmedi, bu bilgi kapsüle alınır ve sağ beyinde depolanır. Aslında bu sayede hayatımıza devam edebiliriz. Yaşadığımız travmalar,
dehşet duyguları günlük yaşantımızı sekteye uğratmaz. Ama yok da olmazlar. Çözülmeyen meseleler depolanır ve yetişkinlikte bir yerde patlar. Kişi benzer nedenlerden sürekli tetiklenir.
dehşet duyguları günlük yaşantımızı sekteye uğratmaz. Ama yok da olmazlar. Çözülmeyen meseleler depolanır ve yetişkinlikte bir yerde patlar. Kişi benzer nedenlerden sürekli tetiklenir.
Daha sonra detayını açacağımız güzel bir son sözle noktalayalım: Anne baba kendine iyi bakmalıdır. Kendine iyi bakmayan çocuğuna bakamaz.
3-6 yaş evresi ile devam edeceğiz.
Not: Slaytları göremediğimden yazı hamileveanne.com'dan alınmıştır. Teşekkürler Müge :)
(*) Uzman Psikolog Fatma T. Karakuş'un makalelerinden alıntıdır.
0 yorum